En son yaşadığın hangi anda "hayat güzel" dedin? Bir sokak kedisini severken, ölünden kaçtığı kaç araba vardı hiç bildin mi? Peki selam verdiğin arkadaşlarından birinin kaç kere ölümü düşündüğünü? Peki sen hiç bir bahçenin içindeki mumların sayısıyla, hayatındaki güzellikleri doğru orantıladın mı?
Yarın ne yapmak istediğinin hayalini kurup, henüz ölmeden önce karşına çıkan yarınları doldurdun mu? Hepsini geçtim, sen hiçbir ilinti kurmadığın insanların gözlerinden mutluluklar alıp şaşırdın mı kendine?
En son yaşadığın hangi anda "hayat güzel" dedin? Kocaman bir gerçek kavramı varken sen bunlardan sıyrılıp ne zaman beyaz, buyuk, yumuşak bir bulutun içine koşup koşup atladın; bir insandan bulut yaparak. Peki sen "hayat güzel" demediğin anlarda, birikmiş hesapların çok büyük olduğundan mı korkuyordun?
Artık çok anlarında "hayat güzel" derken şimdi, eski yaşanmamışlıklarından içinde kalan tüm kuşlar özgür. Hepsi uçmak için kapılarının açılmasını bekliyor. Kapılar açıldıkça o kuşların kanatlarının rüzgarları vücudundan sıyrılıp, sana sarılana karışıyor. O kuşlar ki hepsi birer altın gibiydi. Artık taşımıyorsun. Özgür ve mutlusun. Tıpkı o kuşlar gibi.
ve ben seni ilk gördüğüm günü hatırladım da, dilek bile tutamamıştım o zaman.
"Demedim... Hissettim."
Bir zamanlar her günümün değerini bilerek ve hissederek yaşardım.Sahip olduklarımın kıymetini bilerek...beni çok üzdü o.Arafta kalmışım gibi hissediyorum uzun zamandir.yasamla ölüm arasindaki ve cennetle cehennem arasinda bir yerdeyim...
YanıtlaSilson iki gündür sürekli yazılarınızı okuyorum.Nedir beni böylesine ceken?Kaybettiklerimi'in temiz hatıralarını tekrar hissetmemi sağlıyor belki de...ucunda büyük özlem olan hatıraları.insan acı vereceğini bile bile o kareleri düşünür
YanıtlaSilmü peki? bir insana sonsuza kadar
aşık kalabilecegini adı gibi bilebilir mi? oyleyse gercek ask bu mudur?